Muhteşem Yüzyıl |
Sergi konseptinde çok çeşitli unsurlara yer verilmiş. Mesela tireşim ve sallanma efekti verilmiş bir Osmanlı kadırgası, tabii ki Hürrem'in bir köle olarak getiriliş anı hissettirilmek istenmiş, çok başarılı olmuş. Kadırganın içinde dalga sesleri, kürek sesleri, rüzgarın sesi eşliğinde
saatlerce sallanasınız geliyor. Sonrasında köle ticaretinin de yapıldığı Galata pazarına varıyorsunuz. Burada çeşitli eşyalar, meyveler, kap- kacak da satılıyor.
Harem-i Şahane |
Yeniçeriler |
Sarayın girişinde yeniçeriler sizi karşılıyor. Onların eşliğinde Harem-i Şahaneye giriyorsunuz. Evet masal gibi bir gezi burada başlıyor. Koridorlarda loş ışıklar yanıyor ve her yer tütsü kokuyor. İçinizden duvarda yanan meşalelerden birini alıp haremin koridorlarında salınmak geçebilir, dikkatli olun, her tarafta görevliler var. Gözlerim Sümbül Ağa'yı arıyor. Bu arada tarihi karakterleri canlandıran tüm mankenlerin gözleri yapılmamış, yüzlerde bir ifade yok bu yüzden.
İlk durağımız Şeker Ağa'nın mutfağı, Osmanlı mutfağının kalbi. Burada güzel bir uygulama yapmışlar: '' Her kim ki gönülden okutur bu kodu, O ki nail olur tarifin alasına: Verilen qr kodunu cep telefonunuzda okuttuğunuz zaman bir yemek tarifi sizi karşılıyor.
Sarayın Koridorları |
Has Oda |
Hatice Sultan'ın Odası |
Sonrasında sırasıyla Valide Sultan, Mahidevran Sultan, Hatice Sultan, Hürrem Sultan ve çocuklarının odasını geziyoruz. Has odanın kapısından içeri girip, Kanuni'nin çalışma masasına geçiyoruz. Aksesuarlardaki, eşyalardaki, kıyafetlerdeki, duvarlardaki, halılardaki işlemeler, tasarımlar, renkler gözümüzü kamaştırıyor. Bu arada size verilen kulaklık ile her sultanın, Kanuni'nin ve şehzadelerin birer birer hikayelerini dinleyebiliyorsunuz.
Hürrem Sultan |
Hürrem yine yeşiller içinde, Kanuni arz odasında toplantı yapıyor, Hatice Sultan ve Pargalı İbrahim Paşa kendi saraylarında bizi ağırlıyor.
Yine tütsü kokuları eşliğinde akıllarımızda merak uyandıran, o gizemli yer hamama gidiyoruz. Bölümler ile ayrılmış, peştamallar giyilmiş, sabun kokuları etrafı sarmış, su sesleri geliyor kulağımıza. Meyve kaseleri her yerde.
Hamam |
Son olarak tüm harem halkının dizildiği bir bölüm vardı. Nefes kesen silikon heykeller vardı. Görünce çok şaşırdım: Kanuni, Hürrem, Mustafa, Mahidevran, Pargalı vb. bir çok önemli isim bize bakıyor ve o kadar canlı duruyorlar ki. Sevgili Tuncel Kurtiz'in vefat ettiğini bilmesem canlı olduklarını ve biraz sonra bize merhaba diyeceklerini söyleyebilirim.
Muhteşem Yüzyıl |
Saltanatın ve sultanların gücünü her ayrıntıda hissediyorsunuz.
Bugün serginin ilk günüydü ve katılımcıların yarısı erkekti. Meraklı bir toplum olduğumuzu ve erkeklerin de kadınlar kadar meraklı olduğunu söyleyebiliriz herhalde.
Her mutlu anın bir sonu var, yavaş yavaş sergi çıkışına geliyoruz. Ama üzülmeyin burada da bizleri bir sürpriz bekliyor. Serginin çıkışında o dönemlerin motifleriyle süslenmiş bir çok hediyelik eşyanın bulunduğu bir mağaza açılmış. Osmanlı motifli kilimler, yolluklar, tişörtler, içinde naftalin olan işlemeli keseler, hatıra defterleri, ayraçlar, oğlak derisi ile ciltlenmiş not defterleri, anahtarlıklar, küçük yastıklar, çantalar, şık ipad kılıfları, kadınlar ve erkekler için dokunmuş rengarenk ve çok şık atkılar, kokulu sabunlar, hamam setleri, kahve fincanları, özenle tasarlanmış broş, kolye, küpe, yüzük ve tesbihler ... Son olarak da Hürrem ve Kanuni'nin adının yazıldığı kola kutuları. Bu mağaza da sergi eşliğinde bir yıl açık kalacakmış. Gezerken nefsinize hakim olun çünkü her şey çok güzel. Her bütçeye uygun hediyelik eşyalar var.
Hürrem |
Gezmeye değer bir sergi. Çok güzel vakit geçireceğiniz keyifli bir hafta sonu dilerim ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder