Bir fikrin doğum sancısı |
Bilge ile meczubu ayıran nedir? Bilge bilgiden beslenir, meczup ruhundan. Bilge bilgisini insanlık için kullanır, meczup duygusunu kendisi için harcar. Bilge bir üretici, meczup bir tüketicidir. Bilge bilginin sonsuzluğunda kaybolmuştur, meczup evrenin ruhunun derinliklerinde kaybolmuştur. Sorsanız ikisi de kral, en doğrusunu bilir.
Mutlak bilgi ve mutlak ruh. Bu ikisi arasındaki çekim varoluşun başladığı an. Mutlak bilgiyi bir kalbin içine koyamazsınız,tanımaz. Mutlak duyguyu bir beynin içine koyamazsınız, tanımaz. Her ikisinin de işlenmesi gerekir ve insana lazım olan bunların mutlak formundan çok işlenmiş halidir, insan vücudundaki hormonlarla karışmış, söze gelmiş, yazıya dökülmüş, hissedilmiş, farkedilmiş, yaşanmış formlarıdır.
Biraz geriye gidelim: neden felsefeye dair tüm bilgiler çok eski çağlardan gelmiştir, neden filozofların hepsi o zaman ortaya çıkmıştır? Mutlak bilgi duygusal zekanın, sosyal zekanın olmadığı bir ortamda ilk formunu ortaya koymuştur. Insanlar neden puta tapmıştır veya birbirlerini öldürmüştür, mutlak varoluş-dürtü, ortamda bilgi olmadığı için var olmuştur ve insanlar büyük bir açlık ve koruma dürtüsüyle birbirini öldürmüştür. Bu mutlaklıktan işlenmiş bilgi ve duyguya geçiş binlerce yıl almıştır: bu psikolojik bir savaştı ve insanlık şu an altın çağını yaşıyor.
Bilge ile meczup birbirinin antagonistinir: Bilge yoksa meczup yok, meczup yoksa bilge yok.
Gelelim girişimci ile bireye. Bireyin sosyal bir karakter kazandığı nokta, bilgisini uzmanlık boyutuna çıkardığı veya yaratıcılığını bir esere dönüştürebildiği ve bunu evrenle paylaşmaya hazır olduğu nokta girişimci ile bireyi birbirinden ayırır.
Bireyin sorumluluklarını yerine getirdiği bir hayatı vardır ve sınırları bellidir, o sınırların dışına çıkmaz. Girişimci artık kişisel sorumlulukları dışında bir fikrin-bir oluşumun da sorumluluğunu almıştır ve artık kendine ait sınırları yoktur, fikrinin sınırları vardır. Kendi hayatı bir adım geriye çekilerek fikrinin hayatı ön plana çıkmıştır. Karşılıksız sevgi ve emekle büyütülmesi gereken ve sürekli beslenmesi gereken bir değeri vardır.
Girişimci hayatın yükünü değil, evrenin yükünü sırtına alır. Ve o artık yorgun bir savaşçıdır, gölgeler ile savaşır, aydınlık günün gelmesini bekler, o gün gelince daha çok çalışacaktır ve girişimci bu kadere mahkumdur.
Sevda ÇUBUK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder