Bir fikrin girişime dönüşme modeli |
Bir fikrin girişime dönüşme modeli 36 aylık bir süreci içeren, 2 evreden oluşuyor: Fikrimizin oluşması ve Girişimin Kimlik kazanması/ Hayatta Kalması.
Birinci evre, Fikrimizin oluşması : 6 aylık bir periyodu vardır. Bu evre zihindeki yaratıcı süreçlerle desteklenen bir evredir. Bu evrede girişimci düşüncelerine sınır çizmemeli, hayal gücünü özgürce kullanabilmelidir. Düşüncenin üzerindeki otistik kabuk kırılmalı, düşünceler özgürce ifade bulmalıdır. Bu evre beynimizin her alanında can bulan, bilinç altımızla da şekillenen bir evredir. Zihnimizde doğuştan gelen mevcut bir kaynak vardır ve tek ihtiyacımız olan ortaya çıkabileceği ortamı yaratmaktır. Altı aylık peryod fikrimizin olgunlaşması, biçimlenmesi ve son halini kazanması için gereken bir süreçtir . Girişimcinin kendisi ile arasında geçen bir süreçtir. Bu evrede girişim fikri paylaşılmaz, girişimcinin zihninde çeşitli beyin fırtınası şeklinde şekillenir, bir resim kazanır.
Bu evre bir keşif evresidir. Sizinle ortak değerlere sahip bir ekosistem arayışına girersiniz. Girişimcilik ekosisteminin, girişimcilerin girişimleri aracılığı ile oluşturduğu bireysel alt ekosistemlerden oluşan bir sistemler bütünü olduğunu söylemiştik. Burada işin püf noktası sizinle ortak değerlere sahip bir girişimci / girişimciler bulmalısınız. Burada uygun ekosistemi bulabilmek için fikrinizin temel değerini bulmalısınız: Fikriniz bir değer mi, bir fayda mı sağlıyor? Fikriniz manevi bir değer üzerine mi kurulu, yoksa insanlığa faydası olacak teknolojik bir cihaz mı yapıyorsunuz? Örneğin mobil uygulama alanında bir şey yapacaksanız bu alanda girişimleri olan ve başarıya ulaşmış bir girişimciyle iletişime geçmelisiniz. Doğru ekosistemin seçilmesi kendinizi ve değerlerinizi iyi tanımanızdan geçer.
İkinci evre, Girişimin Kimlik kazanması/ Hayatta Kalması : Fikrin oluşmasından- kesinleşmesinden itibaren 30 aylık bir süreci kapsar. Bu evre girişimin bir fikirden artık bir girişime dönüştüğü ve ticari değer kazandığı evredir. Dört alt evreden oluşur:
a- Doğru Misyon: 4 aylık bir dönemi kapsar. Doğru ekosistem ve doğru rol model size misyonunuzu daha kolay ifade etmenizi , gelecekteki büyük resmi daha net görmenizi sağlar. Böylece misyonunuz üzerindeki bulutlar kalkar, daha sağlıklı bir değerlendirme yaparsınız. Misyonunuz ütopik bir beklenti olmaktan çıkar, insani, yaşatılabilir ve taraftar toplayabilir bir hal kazanır. Takipçileriniz bu aşamada oluşmaya ve şekillenmeye başlar.
Buradaki rol modelimiz kesinlikle alanında uzman, sevilen ve sayılan biri olmalıdır. Yanlış rol modeller sizi ileriki aşamalarda yanlış strateji ve yöntemlere götürür. Misyonunuzu belirledikten sonra geriye dönüş yoktur. Misyonunuz çevresinde çizeceğiniz yol artık bellidir, tek belli olmayan şey kullanacağınız yöntemdir. Yöntemler girişimcileri birbirinden ayıran en önemli unsurdur. Çünkü yönteminizi belirleyen ayraç entellektüel zekanız ve duygusal zekanızdır. Burada girişimcilerin yolları birbirinden ayrılır. Siz seçeceğiniz rol model ile aynı yolda yürüyeceksiniz, o yüzden bu aşama çok önemlidir. Girişimcinin kaderi bu aşamada belirir.
b- Doğru Vizyon: 7 aylık bir dönemi kapsar. Vizyon için geleceği öngörebilme demiştik. Vizyonu besleyen şey bilgi ve tecrübedir, yani entellektüel zeka ve duygusal zekadır. Trendleri görebilme bir duygusal zeka belirtisidir, inovasyon bir entellektüel zeka belirtisidir. Bir girişimci olarak ihtiyacımız olan tabiki her ikisidir. Bu yüzden takımlar kurulurken akademik etiketlerden ziyade bu dengelere dikkat edilmelidir. Başarılı takımlarda bir beyin/ entellektüel zeka, bir ruh/duygusal zeka ve bir ortak yaşam nesnesi- gerekli manevi desteği vermek ve yakıt ikmallerini karşılamak için olmalıdır.
Doğru vizyonu nerelerde kazanırız: Workshoplar, seminer ve konferanslar, girişimcilik ekosistemi, kitaplar, alanında uzman kişileri takip ederek, öğrendiklerimizi analiz edip işleyerek, analiz yetimizi geliştirerek kazanırız.
Network doğru insanlara ulaşmak için çok önemlidir. Network alanında yazılmış çok değerli ve önümüzü aydınlatan kitaplar var. Sevgili Kitaplarım bölümünde bunlara değineceğim. Doğru ortam- doğru networking- doğru insan bu üçlemeye dikkat etmeli ve bu alanda kendimizi kesinlikle geliştirmeliyiz.
c- Sabır: 7 aylık bir dönemi kapsar. Göstermemiz gereken tüm ruhumuzla büyük bir sabırdır. Burada göstereceğimiz sabrı destekleyen ve büyüten kendimize olan inancımızdır. Bu evrede yoğun bir çalışma dönemi başlar. Girişiminiz alanında tüm ekosistemi hatim etmelisiniz, önemli kişileri tanımalı, sektörü yakından tanımalı, sektörün önümüzdeki iki yıllık eğitim takvimini eş zamanlı takip etmelisiniz. Yoğun çalışmak kişiden kişiye değişir: burada kastettiğim yoğun çalışmak mutlak bilgi seviyesinde ve mutlak verimde yoğun çalışmaktır. Bu evrede ihtiyacınız olan şey işinizle ilgi tüm teorik ve pratik bilgidir.
Bu dönemde çevreniz üzerinde çalıştığınız girişim projesinden haberdardır ve olumlu olumsuz tepkiler alırsınız. Psikolojik savaşın ilk başladığı evredir. Girişim ekosistemine yakınlığınız sizi bu mücedelede korusa da , zor bir dönemdir. Hayat hiç bir zaman durmaz, siz fikrinize gömülüp çalışırken, bir yerlerde sorunlar çıkar, iniş ve çıkışlar olur. Evren sizi dener, fikrinize bağlılığınızı sürekli dener ve her alanda olduğu gibi bir seçim sınırına getirir: Burada soru şudur? çözüm mü, sorun mu? Çözümü bulmak mı, sorunlarla bir ömür boyu yaşamak mı? Çünkü bulunan her çözüm sorunlar hanesinden bir sorunu eler, bu da insanlık için bir zaferdir. Girişimci ruh tabiki çözümü seçer. Burası birey ile girişimcinin ayrıldığı o keskin kenardır. Birey burada sorunu seçer ve hayat boyu sorunun etrafında dolanır.
d- Mücadele: 12 aylık bir dönemi kapsar. Bu dönem girişimcinin kimliğiyle hayata geçer. Her girişim sahibinin imzasını taşır. Mücadeleci ruha sahip girişimciler bu evrede her cephede savaşırlar. Yeri gelir bir asker, yeri gelir bir komutan, yeri gelir düşmanın kendisi olurlar. Amaç hayatta kalmak, bu savaştan canlı çıkmaktır. Dikkat edelim amaç bu savaşı kazanmak değildir. Bu savaş kısa dönemde kazanılabilir ama uzun dönemde - işi sürekliliğe döktüğünüzde - kaybetmeye mahkum olduğumuz bir savaştır, çünkü dengeler kazanma üzerine kurulu değildir: arz ve talep üzerine , varlık ve yokluk, üretme ve tüketme üzerine kuruludur.
Girişimci hayatta kalma mücadelesi verirken beslendiği asli kaynak misyonudur, önünü görmesini sağlayan da vizyonudur. Bu geçmiş ile gelecek arasında geçen, şimdiki zamanda etkileri görülen bir savaştır. Girişimci geçmişin bilgisiyle geleceğin bilgisini birleştirir ve ortaya çıkan tepkime bu mücadelenin ta kendisidir. Eş zamanlı verilen bu mücadelenin bir tarafında insanlar, diğer tarafında sektör, hiç görülmeyen arka tarafında girişimcinin kendisi vardır. Çünkü bu mücadele girişimcinin sahip olduğu bilgi ve enerjinin şimdi'ye karşı verdiği tepkimedir.
Girişimimizin kimlik kazanma süreci sürerken, bir yandan da ticari değer kazanma ve bunu koruma mücadelesi vardır. Burada artık fikrimiz bir değere veya ürüne dönüşmüştür, insanlarla ve sektörle buluşmuştur. Ortada pazarlama ve satış ihtiyacı olan, inovatif olarak yenilenme ihtiyacı olan, yönetilme ihtiyacı olan, ekonomik olarak ticari bir mücadele veren bir DEĞER/ ÜRÜN vardır. Burada girişimcilik ekosisteminden çıkıp ticari değerlerin konuşulduğu ekonomik bir ekosisteme giriyoruz. Bu ekosistemde aslolan gelirdir. Para yoksa girişim yoktur. Para için satış süreçleri ve inovasyon süreçleri geliştirilmeli, girişim artık girişimcinin biricik çocuğu olmaktan çıkıp, kurumsal bir yapı kazanmalıdır, ÖZGÜRLEŞME' lidir.
Sevda ÇUBUK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder