Çeviri

26 Kasım 2014 Çarşamba

Inovasyon ile Değişim Rüzgarlarını Faydaya Dönüştürmek

Yağmurlu ve trafiğin çok yoğun olduğu bir 25 Kasım, İstanbul öğlesi İTÜ ARI Teknokent ve İstanbul Proje Yönetim Derneği tarafından organize edilen iş hayatında ve sahanın içinde teori ile pratiğin yaşayan hazinesi diyebileceğimiz  Yekta ÖZÖZER 'in verdiği “İnovasyon ve Değişim Yönetiminin Proje Yönetiminde Uygulanması” seminerine katıldım. 

Dolu dolu bir 3 saat geçirdik. Yekta Bey profesyonel bir danışman olarak bizler için eğitim dökümanları hazırladığı için not alarak zaman kaybetmedik ve tamamen anlattıklarına odaklandık. Formüller, diyagramlar havada uçuştu. Hocamız bir baktık kılıcı ile sorunları bertaraf ediyor, bir baktık problemlerin kafasına kalemiyle vuruyor. Özgün anlatımı ile teori ve pratiğin müthiş zenginliği içinde kafamdaki ampüllerin hepsi birden yanıverdi ;)) Tüm katılımcılar adına konuşacak olursam çok büyük bir ivme kazandık. Yekta Bey'e engin bilgilerini bizimle paylaştığı için sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Eğitim süresince benim kalemime takılanlar, kafamda şimşekler çaktıran bilgiler ve deneyimler oldukça fazlaydı. Şimdi notlarımı okuyunca ne kadar çok şey yazdığıma ve ne kadar çok şey öğrendiğime şaşırıyorum. Yekta Bey 3 saatte bize 3 aylık bilgi depoladı. İşin uzmanından eğitim alınca böyle oluyor birden sıçrama gerçekleştiriyorsunuz ;))



Yekta Özözer


Hocamız girişimcilerin öncelikle proje yöneticisi eğitimi alması gerektiğine değindi. Kesinlikle katılıyorum zaten ben de bu yüzden bu seminere katılmak istemiştim. Projelerimizde veya girişimlerimizde/ iş modellerimizde aradığımız çözümlerin/ inovatif yöntemlerin başka sektörlerde olma ihtimalinin büyüklüğünden bahsetti ve bu konuda bir çok örnek verdi. Inovasyon söz konusu olduğunda görüş açımızı çok geniş tutmamız gerektiğini söyledi. Hocamız aradığımız çözümlerin sorundan en çok muzdarip olan sektörlerde olduğunun altını çizdi. Inovasyon dediğimiz şey aslında bir açıdan kafamızı kaldırıp dünyaya, insana ve doğaya tarafsız ve ön yargısız bir şekilde bakabilmek.

Yekta Bey değişim ve inovasyonu incelerken nöropsikolojiyi de ihmal etmemiş ve insanların değişime direnç göstermesinin altındaki nedeni gün yüzüne çıkarmış: beynimizde açtığımız patikaların azlığı ve yeni patika yollar açmak istemeyişimiz, kolayı seçip hep aynı patikaları kullanma isteğimiz... Değişimin/ Sorunun Kabullenilmesinin Duygusal Boyutu eğrisinde 8 faz belirlemiş: inkar(red)/ öfke(isyan)/ direnç(pazarlık)/ kendinden şüphe/ depresyon/ kabullenme/ soruna karşı çözüm geliştirme/ uzun vadede yarar sağlama- içselleştirme-yeniden odaklanma . Bu fazlar değişimi yaşayanın duygu durumundaki fazlar. Bu aşamalarda destekçinin rolü gelişimsel yönlendirme, dinleme ve anlama. 
Hocamız inovasyonda çözümün yalın ve sigma modellerinin sentezinde olduğuna değindi ve inovasyonun sistematik bir yapı içinde yapılmasının gerekliliğinden bahsetti. 


Yekta Özözer



Yekta Bey, inovasyonun matematiği, doğanın matematiğinde gizlidir diyor: Standart bir iskelet oluşturabilmek ve trendlerle, değişim rüzgarlarıyla modifiye edebilmek, dinamik nesnelere ve fonksiyonlara dönüştürebilmek ticari zekanın kalbini oluşturuyor. Çelişkileri çözebilenler bilgi ekonomisinin kazananları olacak.

Hocamız değişim yönetiminin bir ekip işi olduğunu ve tepeden tırnağa tüm ekipte aynı misyon ve vizyon ruhunun taşınması gerektiğini söylüyor. En çok sevdiğim terimlerden biri de öğrenen organizasyonlar yaratabilmek, yenilikçilik, başarı ve vizyonu şirketin DNA sına işleyebilmek. Pazardaki boşlukları farklı iş modelleriyle yakalayarak kendi mavi okyanusumuzda yüzebilmek.

Anlatılacak daha çok şey var ama deneyimlemeniz daha yerinde olur. Hocamızın ağzına sağlık, bilgisiyle  bizleri de aydınlattı. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder