KİTABIMIN HİKAYESİ

23 Ekim 2014

Bir fikrin dogum sancısı benim ilk kitabım. Önümüzdeki yıllar içinde yazmayı istediğim üç kitap daha var ve bu kitapların isimleri kitabımın sayfalarında geçiyor.

 Eylül ayının son haftası, elimde Steve Blank ve Bob Dorf'un Girişimcinin El Kitabı var: Bu kitap bir el kitabından ziyade girişimciler için bir hazine ve baş ucu kitabı. 23 Ekim tarihi itibarıyla kitabı hala okuyorum: içinde birçok ödev var, ödevleri bitirmeden bir sonraki bölümlere geçmek istemiyorum.

 Bir kitabı alırken benim ilk yaptığım hemen okumaktan ziyade şöyle sağını solunu, içini dışını incelemek, içindekiler kısmını okumak, sayfaları hızlı bir şekilde çevirip koyu puntolu yazıları okumak.

Kitabı inceliyorum. İlk sayfalarda, en etkin verimi alabilmek için kitabı nasıl okumamız gerektiği anlatılıyor: okuyorum ben zaten bunları yapıyordum: yazara hemen sempati duyuyorum ... Başlarken kısmında kitabın çevirmeni Ahmet Usta girişimcilik macerasının tam bir kontrol delisi olmayı gerektirdiğini yazmış. Ben hayatım boyunca kontrol delisi olmamın cefasını çekmiş ama sefasını sürememiş biri olarak, bu özelliğimin ait olduğu bir dünya olduğunu bilmek beni çok heyecanlandırdı. Kitabı okudukça yazarlarla - en çok Steve Blank- çok empati kurdum. Mevlana'nın çok güzel bir sözüne kitaplarında yer vermelerinden de çok etkilendim.



Kitabımın Hikayesi

 Girişimcinin El Kitabı beni kendime karşı çok cesaretlendirdi, doğru yolda olduğumu bana fısıldadı. Ruhumda bir hareketlenme oldu ve elimde tabletim ''Bir fikrin doğum sancısını '' yazmaya başladım. İlk başta günlük yazılar olarak internette yayınlamayı düşündüm. Bir kaç sayfa yazınca içimden - güzel oluyor ben bunu niye kitap yapmıyorum dedim, kitap olmasına karar verdim.

Gelelim eş zamanlı yayınlamaya: Bu fikir de birden aklıma geldi aslında. Bir kitap yazsanız, harika bile olsa tanınmış bir kimse değilseniz kimseye ulaşmaz. İnsanlar çok meşgul, çıkan her kitabı takip edemezler. Kitabımı insanlara ulaştıracak bir şey yapmalıyım, onları heyecanlandırmalı, devamını merak etmelerini sağlamalıyım. Yazarken hissettiğim duyguları , zamanı, mekanı, atmosferi okuyucuya hissettirebilmeliyim. Kuantum benim ilgilendiğim, ileriki dönemlerde daha ayrıntılı bir şekilde incelemek istediğim bir bilim dalı. Eş zamanlılık üzerine kurulmuş filmleri severek izliyorum. Şimşekler çakıyor, bu kitap eş zamanlı olmalı diyorum kendime. Arkama yaslanıyorum, her şeyi açıklığa kavuşturmuş olmanın rahatlığıyla kitabımı yazıyorum.

             Sevda ÇUBUK